I- İNSAN HAKLARINA SAYGILI DEVLET
A)1982 ANAYASA’SININ TEMEL HAKLAR KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMI
1982 Anayasası 1961 Anayasasına oranla daha az hürriyetçi bir anayasadır. 1961 anayasası insan haklarına dayalı deyimini kullanırken 1982 anayasası insan haklarına saygılı deyimini kullanmıştır. 1982 Anayasası hem devlete karşı ileri sürülebilecek temel hak ve hürriyetler anlayışına hem de sosyal devletin “hürleştirme” anlayışına yer vermiştir.
B) TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN SINIRLANMASI
Ø Sınırlama ancak kanunla yapılabilir.
Ø Sınırlama ancak anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olmak zorundadır.
Ø 2001 değişikliği ile temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında genel sınırlandırma sebepleri kaldırılmıştır. Buna göre temel hak ve hürriyetler yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplerle sınırlandırılabilir.
Ø Sınırlama ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Bu ilke de 2001 değişikliği ile getirilmiştir. Ölçülülük ilkesi sınırlamada başvurulan aracın sınırlama amacını gerçekleştirmeye uygun olmasını ifade eder.
Ø Sınırlamalar hakkın özüne dokunamaz : Bir hakkın özü onun vazgeçilmez unsuru, dokunulduğu takdirde söz konusu hürriyeti anlamsız kılacak olan asli çekirdektir.
Ø Sınırlama demokratik toplum düzeninin, (2001 Değişikliği ile) laik cumhuriyetin gereklerine aykırı olamaz.
C) TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN KÖTÜYE KULLANILAMAMASI
Bununla ilgili olan 14. madde 2001 yılında değişikliğe uğramıştır. Buna göre anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
D) TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN DURDURULMASI
Savaş, Seferberlik, Sıkıyönetim ve Olağanüstü hallerde temel hak ve hürriyetler kısmen veya tamamen durdurulabilir.Bu kısmen ya da tamamen durdurma;
Ø Durumun gerektirdiği ölçüde uygulanabilir.
Ø Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilemez.
Ø Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ve ölüm cezaları dışında kişinin yaşam hakkına maddi ve manevi bütünlüğüne dokunulamaz. Kimse din ve düşüncesini açıklamaya zorlanamaz. Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez. Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
Olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan KHK’lerin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine dava açılamaz. Bu, yukarıda saydığımız güvenceleri etkisiz hale getirmektedir.
II-HUKUK DEVLETİ
Hukuk devleti; vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu devlettir. Hukuk devletinin karşıtı olarak 17. ve 18. yy’lardaki polis devletinden söz edilir.
Hukuk devletinin unsurları :
A) YÜRÜTME İŞLEMLERİNİN YARGISAL DENETİMİ
Yürütme işlemlerinin yargısal denetiminde iki sistem vardır. Birincisinde denetim genel yargı organlarına bırakılmış ayrı bir organ kurulmamıştır. Bu sisteme adli idare veya yargı birliği sistemi denir. Anglo-Sakson ülkelerinde uygulanır. İkincisinde ise denetim idare mahkemelerine bırakılır. Bu sisteme idari yargı sistemi denir. Fransa’da doğmuştur. Türkiye’de ve diğer Kara Avrupası ülkelerinde uygulanmaktadır. Türkiye’de idari yargının en üstünde Danıştay bulunur. Diğer idari yargı organları idare mahkemeleri, vergi mahkemeleri ve bölge idare mahkemeleridir.
İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Bu kurala 1982 Anayasasında iki istisna getirilmiştir. Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ve Yüksek Askeri Şura kararları.
İdari yargı hukuka uygunluk denetimi yapar, yerindelik denetimi yapamaz.
1982 anayasasında yürütmenin durdurulması kavramına yer verilmiştir. İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
B) YASAMA İŞLEMLERİNİN YARGISAL DENETİMİ
Kanunların anayasaya uygunluğunu sağlamak amacıyla Anayasa Mahkemesine görev verilmiştir.
C) YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Yargı yasama ve yürütme organları karşısında tam bir bağımsızlığa sahip olmalıdır.
D) KANUNİ HAKİM GÜVENCESİ
Uyuşmazlığı yargılayacak olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olmasıdır. Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka mahkeme önüne çıkarılamaz.
E) CEZA SORUMLULUĞUNUN İLKELERİ
Ø Kimse işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.
Ø Ceza ve güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Ø Suçluluğu hükmen sabit sayılıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
Ø Savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları dışında ölüm cezası verilemez. (2001 değişikliği)
Ø Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz (2001 değ.)
F) HUKUKUN GENEL İLKELERİNE BAĞLILIK
Hukukun bilinen ve tüm uygar ülkelerin benimseyip uyduğu ilkelerdir. İyi niyet ahde vefa, kazanılmış haklara saygı, kanunların geriye yürümezliği, kesin hükme saygı gibi.
III- SOSYAL DEVLET
Jandarma Devlet : Devletin görevleri, devleti dışa karşı savunma ve yurt içinde düzeni sağlamaktır. Devlet sosyal ve ekonomik hayata müdahale etmez.
Sosyalist Devlet : Üretim araçlarının üzerinde özel mülkiyeti kaldıran serbest rekabeti reddeden devlettir.
Sosyal Devlet : Vatandaşlarına insan haysiyetine yaraşır, asgari bir hayat düzeyi gerçekleştirmekle yükümlü, bunun için de sosyal ve ekonomik hayata müdahale eden devlettir.
Sosyal devletin hürriyet anlayışı klasik liberal devletin negatif statü hakkı anlayışından farklıdır. Negatif statü hakları, bireye devlet karşısında özerk bir alan tanıyan ve devlete o alana müdahale etmeme yükümlülüğünü yükleyen bir hak türüdür. Sosyal devlet hürleştirme kavramına yer verir.
1982 anayasası devletin ekonomik hayata müdahalesinin ölçüsü ile ilgili genel bir maddeye yer vermemiş, buna ilişkin hükümleri anayasanın çeşitli maddelerine serpiştirmiştir. Sosyal Devletin hukuki yöntemleri:
A) HERKESE İNSAN HAYSİYETİNE YAKIŞIR ASGARİ BİR HAYAT DÜZEYİ SAĞLAMAYA YÖNELİK TEDBİRLER
Ücret, sosyal güvenlik önlemleri, konut, asgari kültürel ihtiyaçların karşılanması gibi tedbirler alınmalıdır.
B) VERGİ ADALETİ
Çağdaş sosyal devlette gelir ve servet eşitsizliklerini azaltmada en önemli rolü vergi politikası oynamaktadır.Herkesten mali gücüne göre artan oranda vergi alınması gerekir.
C) KAMULAŞTIRMA VE DEVLETLEŞTİRME
Kamulaştırma; özel mülkiyetteki taşınmaz malın kamu yararı gerekçesiyle sahibinin isteğine bakılmaksızın bedeli nakden ve peşin ödenerek kamu mülkiyetine geçirilmesidir.
Devletleştirme; kamu hizmeti niteliğini taşıyan özel teşebbüslerin kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde devletin tasarruf alanına sokulmasıdır.
D) PLANLAMA
Toplumun ekonomik kaynaklarının bilimsel ve akılcı biçimde kullanılmasını sağlar. 1961 anayasasında Devlet Planlama Teşkilatı yer alırken 1982 anayasasında yer almamıştır. Fakat bu kurum varlığını sürdürmektedir. 1961 anayasası sosyal önceliklere ağırlık verirken 1982 anayasası ekonomik nitelikteki amaçlara ağırlık vermiştir.
E) SOSYAL HAKLAR
Sosyal eşitsizlikleri azaltmaya, sosyal adaleti sağlamaya, zayıfları korumaya yönelik haklardır. Grev ve lokavt, sendika kurma hakkı devletin olumsuz edimini gerektiren negatif statülü haklardır. Eğitim, sağlık, konut gibi haklar ise olumlu edim gerektiren pozitif statülü haklardır.
IV- EŞİTLİK
Anayasanın 10. maddesinde yer almıştır. Herkes dil, din, ırk ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Şekli hukuki eşitlik; kanunların genel ve soyut olması yani herkese eşit olarak uygulanmasıdır.
Maddi hukuki eşitlik; aynı durumda olanların aynı hak ve ödevlere sahip olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder