I- CUMHURİYETÇİLİK
Devlet şekli olarak Cumhuriyet; egemenliğin belli bir zümreye değil, tüm topluma ait olmasını ifade eder. Hükümet şekli olarak Cumhuriyet ise başta devlet başkanı olmak üzere devletin başlıca seçim organlarının seçimle kurulmuş olmasıdır. Cumhuriyet ile monarşi arasındaki temel fark cumhuriyetin “vatandaşlık” monarşinin “uyrukluk” kavramlarına dayanmasıdır. Ayrıca Cumhuriyette eşitlik ilkesi kabul edilmiştir.
II- BAŞLANGIÇ İLKELERİ;TOPLUMUN HUZURU, MİLLİ DAYANIŞMA VE ADALET
Başlangıç ilkeleri; anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirtir.1982 Anayasasında yer alan ilkeler:
Ø 12 Eylül 1980 harekatının meşruluğu
Ø Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık
Ø Atatürk milliyetçiliği, medeniyetçiliği
Ø Çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi
Ø Milli egemenlik
Ø Anayasanın ve hukukun üstünlüğü
Ø Hürriyetçi demokrasi
Ø Kuvvetler ayrılığı
Ø Laiklik
Ø Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu
Başlangıç kısımları Anayasa metinlerine dahil sayılmıştır. Başlangıçtaki ilkelerden ancak aydınlatıcı nitelikte destek ölçü norm olarak yararlanılmalıdır.
III- ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BAĞLILIK
Milliyetçilik ilkesi Anayasa hukukumuza 1924 anayasasında 1937 yılında yapılan değişikle girmiştir. Bu ilke 1961 Anayasasında “milli devlet” deyimi ile ifade edilmiş 1982 anayasasında ise “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” deyimi kullanılmıştır. Atatürk milliyetçiliği subjektif millet anlayışını (kader, kıvanç, tasa ortaklığına, birlikte yaşama olgusuna dayanan) benimsemiştir. Anayasada yer alan Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür, resmi dil Türkçe’dir hükümleri devletin milli niteliğinin sonuçlarıdır.
IV- LAİKLİK
Laikliğin, din hürriyeti ve din ve devlet işlerinin ayrılığı olarak iki cephesi vardır.
Din hürriyeti ibadet ve vicdan hürriyetinden oluşmaktadır. Vicdan hürriyeti sınırsız iken, ibadet hürriyetine kamu düzeni, kamu güvenliği ve kamu menfaatlerini korumak amacıyla sınırlamalar getirilebilir.
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ise şu unsurları içerir:
Ø Resmi bir devlet dininin olmaması
Ø Devletin bütün dinlerin mensuplarına eşit davranması
Ø Din kurumları ile devlet kurumlarının ayrılmış olması
Ø Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi : Devlet işlemleri din kurallarına uygun olmak zorunda değildir (asgari anlam). Devlet yönetiminde din kurallarından esinlenilmemelidir (azami anlam).
V- DEMOKRATİK DEVLET
1982 Anayasası hürriyetçi demokrasi anlayışını kabul etmiştir. Hürriyetçi demokrasinin temel unsurları; siyasal sistemdeki temel siyasal karar organlarının genel oya dayanan serbest seçimlerle oluşması, iktidar yarışmasında siyasal partilerin eşit şekilde yarışması ve vatandaşların temel hak ve hürriyetlerinin güvence altına alınmış olmasıdır.
A) MİLLİ EGEMENLİK VE DEMOKRATİK DEVLET
1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasalarında “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” kuralı vardır. Bu kural demokratik devlet ile özdeşleşmiştir.
B) SERBEST SEÇİMLER
Anayasaya göre vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme, bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir. Seçimler ve halk oylaması, serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır:
1- Genel Oy: Servet, vergi, öğrenim durumu, cinsiyet gibi sınırlamalar olmaksızın tüm vatandaşların oy hakkına sahip olmasıdır. 1934 yılında kadınlara tanınan genel oy hakkı ile birlikte Türkiye’de genel oy sisteminin varlığını kabul edebiliriz. Oy hakkına yaş, kısıtlılık, özellik gösteren bazı görevlerde bulunma gibi sebeplerle sınırlama getirilmesi genel oy ilkesini zedelemez. Oy hakkına sahip olabilmek için 1982 Anayasasının ilk şeklinde 21 yaşın doldurulması gerekiyordu. Yaş sınırı 1987 yılında 20 yaşa, 1995 yılında 18 yaşın doldurulmasına inmiştir. Ayrıca 1995 değişikliği ile yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkı kabul edilmiştir.
2- Eşit Oy: Her seçmenin tek oya sahip olmasıdır.
3- Serbest Seçim : Hiçbir baskı ve zorlama olmadan oy kullanabilme ve oy vermenin mecburiyet haline getirilmemesidir. Fakat 1982 Anayasası oy vermeyi zorunluluk haline getirmiştir.
4- Tek Dereceli Seçim : Seçmenlerin temsilcilerini doğrudan doğruya seçmesidir. İki dereceli seçimde ise seçmenler, ilkin ikinci seçmen adı verilen bir grup seçmeni seçerler; temsilciler de daha sonra bu ikinci seçmenler tarafından seçilir. 1946 seçimleri tek dereceli sisteme göre yapılan ilk seçimlerdir.
5- Oyun Gizliliği : 1950 yılında kabul edilmiştir. Oy gizli olarak verilir.
6- Açık Sayım ve Döküm : Seçmenin iradesinin değiştirilmemesinin garantisidir. 1950 yılında kabul edilmiştir.
7- Seçimlerin Yargı Organlarının Yönetim ve Denetiminde Yapılması : Seçimlerin serbestliğini ve dürüstlüğünü sağlamak için kabul edilmiştir. 1961 ve 1982 Anayasalarında kabul edilen bu ilke için görevli makam Yüksek Seçim Kuruludur. YSK’nın kararları kesindir. YSK, yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tam sayılarının salt çoğunluğu ile seçilir.
C) ÇOK PARTİLİ SİYASİ HAYAT
Vatandaşlar usulüne göre siyasi parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma haklarına sahiptir. 1982 Anayasasının ilk şeklinde parti üyesi olmak için 21 yaşın doldurulmuş olması gerekiyordu. Bu yaş sınırı 1995 değişikliği ile 18 yaşın doldurulmuş olmasına indirilmiştir. Siyasi partiler önceden izin almaksızın kurulurlar ve faaliyetlerini serbestçe yürütürler. Fakat bu serbestliğe amaçları yönünden ve ayrıca örgütlenme ve çalışmalarına ilişkin sınırlamalar getirilmiştir.
1- Amaçlarına İlişkin Yasaklar : 1961 ve 1982 Anayasaları militan demokrasi (mücadeleci demokrasi) anlayışını benimsemiştir. Mücadeleci demokrasi, amacı özgürlükçü demokrasiyi ortadan kaldırmak olan akımlara, meşru siyasal faaliyet alanını kapatan demokrasi anlayışıdır. Siyasal parti faaliyetleri bakımından şu sınırlamalar getirilmiştir.
Ø Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü : Siyasi partiler devletin tekliğinin korunması, azınlık yaratılmasının önlenmesi, bölgecilik ve ırkçılık yasağı ve eşitlik ilkesinin korunması ilkelerine göre amaçlarını belirleyeceklerdir. Tüzük, program ve faaliyetlerinde Türkçe’den başka dil kullanamazlar.
Ø Cumhuriyet İlkesi : Monarşiyi savunan partiler yasaklanmıştır.
Ø Demokratik Devlet Düzeni : Totaliter ve diktacı partiler yasaklanmıştır.
Ø Laiklik : Siyasi partiler devletin düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma, laikliği kaldırma ve halifeliğin yeniden kurulması amaçlarını güdemezler.
Ø Sınıf ve Zümre Diktatörlüğünün Yasaklanması: sınıf egemenliği ülke içindeki üstün gücün bir sınıfın elinde toplanması ve bütün diğer sınıfların egemenliğin kullanılmasından dışlanmasıdır.
2-Örgütlenme ve Çalışmalarına İlişkin Yasaklar :
Ø Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organlarının mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, silahlı kuvvetler mensupları, yüksek öğretim öncesi öğrenciler siyasi partilere üye olamaz.
Ø Parti faaliyetleri demokrasi ilkesine uygun olur.
Ø Siyasal partiler, ticari faaliyetlere girişemezler.
Ø Anayasa Mahkemesi’nin mali denetimine tabidirler.
Ø Temelli kapatılan bir parti başka ad altında kurulamaz.
Ø Bir siyasi partinin kapatılmasına beyan ve faaliyetleri ile sebep olan üyeleri 5 yıl süreyle başka bir partinin üyesi olamazlar.
Ø Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli kapatılırlar.
Ø Kapatılmış siyasi partilerin isimleri, amblemleri, daha önce kurulmuş Türk devletlerine ait bayrak amblem ve flamalar siyasi partilerce kullanılamaz.
Ø Siyasi partiler 12 Eylül 1980 harekatına ve MGK’nun karar ve icraatına karşı herhangi bir tutum içinde bulunamazlar.
3-Siyasi Partilerin Kapatılması : Siyasi Partilerin kapatılması ile ilgili davalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılır, Anayasa Mahkemesince karara bağlanır. Cumhuriyet Başsavcısı kapatma davasını ya re’sen, ya da Bakanlar Kurulu kararı üzerine Adalet Bakanının istemiyle veyahut da diğer bir siyasi partinin istemde bulunması hallerinde açar. Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanının istemiyle veya siyasal partinin istemde bulunması hallerinde, yeterli delil bulunmadığı kanısına varırsa dava açmaz. Bunun üzerine Adalet bakanının veya siyasal partinin Siyasi Partilerle İlgili Yasakları İnceleme Kuruluna yazı ile itirazda bulunma hakkı vardır. Kurul itirazı 30 gün içinde inceler.
Bir siyasi partinin kapatılmasına ancak Anayasa’da yazılı fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. 2001 yılında yapılan değişiklik ile odak haline gelme tanımlanmıştır: Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya TBMM’deki grup genel kurulu veya yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. Aynı maddede yine 2001’de yapılan değişiklikle kapatma cezası yerine dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verilebileceği kabul edilmiştir. 2001’de getirilen bir diğer değişiklikle siyasi partilerin kapatılması için Anayasa Mahkemesinin 3/5 çoğunluğunun oyu şart koşulmuştur.
4-Siyasi Partilere Devlet Yardımı : 1961 Anayasa’sında 1971 yılında yapılan değişiklik ile siyasi partilere devletin mali yardım yapacağı düzenlenmiştir. Siyasi Partiler Kanunu’nda milletvekili genel seçiminde %10’luk genel barajı aşan partiler ile bu barajı aşmamış olmamakla beraber geçerli oyların %7’sinden fazlasını almış bulunan partilere yardım yapılacağı kabul edilmiştir. 1995 tyarihinde gerçekleştirilen değişiklikle, siyasi partilere devlet yardımı konusunda şu hüküm kabul edilmiştir: “Siyasi partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder